Entrevista amb el president de BTS, Bülent Çuhadar, sobre la privatització de TCDD

Entrevista amb el president de BTS, Bülent Çuhadar, sobre la privatització de TCDD
“Kurumumuza, işimize, ekmeğimize sahip çıkmak için…”
– Bakanlar kurulunda imzalanan ve meclis gündemine getirilmesi beklenen Demiryolu Yasa Tasarısı neleri içermektedir? Ayrıntılı bilgi verir misiniz?
– Demiryollarında uzun zamandır devam etmekte olan özelleştirme çalışmalarının noktalanmasıdır. Şöyle ki; 1995 yılında Booz Allen & Hamilton raporuyla başlayan bu özelleştirme çalışmaları Kanada’lı bir firma olan Canac raporuyla devam etmiş, bu süre içerisinde kurumun yaptığı pek çok hizmet özel sektör eliyle yapılmaya başlanmış, iş yerleri kapatılmış, kar getirmeyen hatlarda çalışan trenler seferden kaldırılmış ve buna benzer pek çok uygulama zaten hayata geçirilmişti. Bu yasa tüm bu süreçlerin tamamlanarak demiryolu ulaştırmasının özel sektöre devri ve çalışanların güvencesizliği anlamına gelmektedir.
Yasa, demiryollarının geliştirilmesinden çok kar getiren hatların ve işletmelerin özel sektöre devrini ön görmektedir. Oysa 8252 km demiryolu tek hat olarak çalışmaktadır. Yeni yolların yanı sıra bu tek hat işletmeciliğini çift hatlı sinyanilazyonlu hale getirilmesi gerekmektedir.
Yasada, çalışanları güvence altına alacak bir hüküm yoktur. Çalışanların önemli bir kısmı havuza gönderilecektir. Kurumda çalışan pek çok personel İFP (İhtiyaç Fazlası Personel) olarak başka kurumlara gönderilecektir.
Yasayla siyasi ve bürokratik müdahaleler yasal hale getirilecektir. Bakan tek belirleyici konumdadır.
Yasa, pek çok komisyon kurulmasını ön görmekte Bakanlık, kurum ve özel sektör temsilcileri bu komisyonlarda yer almakta ancak çalışanların temsilcilerinden söz edilmemektedir. Dolayısıyla çıkarılmak istenen yasa ne TCDD’yi geliştirecek ne de çalışanların lehine bir uygulama olacaktır.
– Bu yasa tasarıyı sendikal örgütlülüğe bir saldırı olarak düşünüyor musunuz?
– Bu tasarı sadece sendikal örgütlülüğe bir saldırı değil aynı zamanda çalışanların iş güvencesini ortadan kaldıran bir uygulamadır. Açıklamak gerekirse taslak, demiryollarının mevcut organizasyonunu ortadan kaldırarak TÜRK TREN A.Ş. olarak sektörde yer alacaktır. Çalışanlar artık anonim şirket elemanı olacağından özel sektör çalışma hükümlerine tabi olacaklar doğal olarak iş güvencesinden bahsetmek olanaksız olacaktır. Hükümetin tüm kamu kurumlarını hedef alan KHK’lerle birleştirildiğinde ve kamu personel yasasıyla birlikte düşünüldüğünde tüm kamu çalışanlarının da iş güvencesinin ortadan kaldırılacağı da akıldan çıkarılmamalıdır.
– Bu yasa tasarısına karşı BTS sendikası olarak neler yapmayı düşünüyorsunuz?
– Sendikamız bu süreci yıllar öncesinden ön görerek daha önce bahsettiğim Booz Allen & Hamilton ve Canac raporlarının hayata geçmemesi için çok ciddi mücadeleler vermiş ancak sektörde tek başına mücadele vermek zorunda kaldığı için ciddi bir direnç örgütlenememiştir. Geldiğimiz noktada son yasa demiryollarını tümden ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimdir. Tecrübelerimizle biliyoruz ki, sadece sendikamızın vereceği mücadele yine yeterli olmayacaktır. Bu yüzden demiryollarında örgütlü başta sendikamız olmak üzere diğer sendika ve derneklerle yasaya karşı ortak mücadele yürütecek bir platform oluşturma çabasına girdik. Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıkladığımız bir deklarasyonla da bu kararlılığımızı ifade ettik. Oluşturulan platform olarak kurumumuzun talan ve tasfiyesine karşı, çalışanlarımızın iş güvencesinin ortadan kalkmaması amacıyla birçok eylem ve etkinliklerimiz gündemde olup birlikte karşı koyma kararlığımızı ifade ettik.
– Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Hafızalarımızı biraz zorlarsak AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana gündemi işgal eden kurumların başında demiryolları gelmektedir. Ne yazık ki bu gündeme geliş, hükümetin dediği gibi ilerleme ve gelişmelerle değil Pamukova ve Tavşancıl’da olduğu gibi onlarca insanın yaşamını yitirdiği kazalar, Tuzla tersanelerinden daha fazla ölümlü iş kazaları ve hükümetin bir şova dönüştürdüğü yüksek hızlı trenlerle gündeme gelmiştir. Artık demiryolu çalışanları için mücadele etmekten başka bir yol kalmamıştır. Di demiryolcuları, güvenli bir demiryolu ulaştırması için de tüm halkımızı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Çünkü demiryolu ulaşım sektörünü kullanan halkımız çok iyi bilmelidir ki, özelleştirme sadece ideolojik bir saldırı olmayıp demiryolu iş kolunda ulaşım güvenliğini de yok etmektedir.

 

Sigues el primer a comentar

deixa una resposta

La seva adreça de correu electrònic no es publicarà.


*