Kocaoğlu va anunciar l'aplicació Pay As You Go a İZBAN

Haberhürriyeti’nden OĞUZ ÖRNEK İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Aziz Kocaoğlu ile “gittiğin kadar öde uygulaması” hakkında bir röportaj yaptı.

OĞUZ ÖRNEK’in röportaj sonrası kaleme aldığı yazısı şöyle;

İZBAN’daki yeni ‘Gittiğin Kadar Öde’ sisteme yönelik tepki ve eleştirilere ‘Sen Hiç Parasız Kaldın mı?’ başlığı ile kaleme aldığım yazıyla katılmıştım. Özetle ‘evinden cebinden 5 lira ile çıkmak zorunda kalan binlerce vatandaş var. Şimdi siz ona (10 küsur liran yoksa dışarı adımını atma) diyorsunuz. Sen hiç parasız kaldın mı, yoksa parasız kaldın da o günlerini unuttun mu?’ diye sormuştum.

TCDD / İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzde 50 şer hisse ile ortak ya;

Her ikisine göndermede bulunmuştuk aslında. Devlet Demiryolları hiç üzerine alınmamış olsa gerek. Ondan ses yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi adına Başkan Aziz Kocaoğlu aradı. ‘ ‘Evet, ben çok parasız kaldım’ ‘ dedi. Geçmişte ticari hayatta bir dönem parasızlığın ne demek olduğunu hiç unutmamak üzere öğrenecek deneyimlerini anlattı. Nüktedan bir yaklaşımla eleştiri için teşekkür etti.

‘’Yazabilir miyim?’’ diye sordum. ‘’Yazman için aramadım yanlış anlama’’ dedi. ‘O zaman vatandaşın eleştirilerine cevaplar alarak harmanlayalım’’ dedim. Sordum, cevapladı. ‘’Ben olsam bu sisteme geçmek için biraz daha beklerdim’’ dedi. 90 dakikanın devam ettiğini, İZBAN dışında diğer ulaşım alternatiflerinin eski yöntem ile devam ettiğini ekledi. Sorular uzatır. Sadece cevapları noktası, virgülü ile aktarayım;

‘’Mevcut 136 kilometre. Bergama yapılınca 190-200 kilometre. Bunlar için büyük handikap olduğu gerçeğinden hareketle yapılmış bir çalışmadır.

Bunu takdirlerinize sunuyorum o ayrı;

Bunu tabi ki eleştirebilirsiniz. Yalnız ‘hiç parasız kaldın mı?) konusunda; ben çok parasız kaldım. Çok mağdur durumda kaldım. Tabii ki kendi hatamdan iş yaparken vesaire (başkanlık öncesi);

Pazar günleri çarşıya çıkıp da 2 çay içecek param olmadığı hafta sonlarını çok yaşadım. Onu bilmeni isterim.

Ben büyük oğlumla beraber, çok sıkıntılı günler geçirdim. Yöneticiliği bıraktım, iş yapmaya kalktım; çocuk gezmek istiyor, bir şey ister diye Bornova’da, tarlalarda gezdiriyordum beraber laflaya laflaya. Cebimde param yok, çocuk bir şey istemesin diye. Biliyorum o işi yani.

Ben alınmıyorum (sen hiç parasız kaldın mı) sözlerinizden, kesinlikle.

Şöyle bir şey var;

Ben bunu diğer hiçbir hatta yapmıyorum. ESHOT müstakil benim. Uzun hatlarım var, yapmıyorum. Aynı sistemi orada da uygulayabilirim, uzun hatlarımda bunları yapmıyorum. Ama İZBAN’da böyle bir sisteme geçilmesi zorunluluk. Ben buna inanıyorum.

Ha;

Diyeceksin ki ’E, Aziz Kocaoğlu buna ortak olmasaydın sen buna geçer miydin şu aşamada?’

Biraz daha sabrederdim. 80 kilometreyi sindirmişim, 110 kilometreyi de sindirmişim, biraz daha sabrederdim ve bu Bergama bitince belki geçerdim.

Ama bu bugünden geçilmesi; kaçınılmaz olarak da geçilecektir.

Zam değil bu zaten.

Eski sistemin devam etmesi, hakkaniyet açısından da mümkün değil.

(Çıkarken farkını tahsil etme önerisini sorduk);

Ama o daha büyük bir sıkıntıya neden olacak. Baştan kesmek zorundasın, okuttu-okutmadı vesairesi daha problemli. Onun için dünya da bunu böyle uyguluyor.

Yaa; şimdi şöyle hatta; ‘arkadaşın parası yoksa bunu ben 5 liraya kadar bunu kredilendirin, ödemeyen olursa, kartını değiştiren olursa, – ESHOT bunu yapamaz zimmet çıkar personele – ben cebimden ödeyeyim’ diye de arkadaşlara önerdim. O da ayrı bir çelişki yumağı oluşturacaktı; yapılmak durumundaydı ve yapılması da doğru yalnız. Şimdi 136 kilometre şey aynı para, bu da hakkaniyetli değil.

Zaten bizim yolcumuzun büyük bir kısmı, Şirinyer ile Çiğli arasında. Orada zaten bir fiyat artışı söz konusu değil. Yani, Şirinyer’den Çiğli’ye giden arkadaş aynı parayla gidecek yine. Yine tek biletle gidecek. Ve bu arada da aktarmayı da kullanacak. Aktarma da bugün kalkmış değil.

Ben bir kararı vermeden evvel bakın; hele hele böyle bir konuda, bu iş için yaptığım toplamntının sayısı 20-25’i geçer. Ne şeylerden geçti? Arkadaşlar getirdi, çalıştı, ‘burası olmamış’ dedik. Şu anda yapılabilecek en hakkaniyetli sistem bu. En az yüz tane alternatifle yaptık. Yani onun hepsini hesapladık da yaptık.

(Sadece Alsancak ve Halkapınar’ın artı para makine merkezli, bu noktaya kadar 5 küsur, bu noktadan sonra 5 küsur daha aranma önerisini aktardık);

O zaman da indirip bindireceksin adamı. O kadar çok alternatifi düşündük ki ohoooo! Önemli olan bu türlü ayrıntılar üzerinde hata yapmayalım. Yani bütün bu düşünülenleri arkadaşlarla oturduk, çalıştık. Bana yüzden fazla öneri geldi, çalıştık en sonunda buna karar verdik.’’

Font: http://www.haberhurriyeti.com

Sigues el primer a comentar

deixa una resposta

La seva adreça de correu electrònic no es publicarà.


*